Açıklama
- İdrar yolları enfeksiyonlarını gidermeye yardımcı olur.
- Bronşit hastalığına oldukça faydalıdır.
- Akciğer iltihaplarının tedavi için kullanılır.
- Egzama gibi cilt hastalıklarını giderir.
- İshali kesici özelliği vardır.
- İştahsızlık problemi yaşayanlarda iştahın açılmasına yardımcı olur.
- A vitamini içermesi nedeniyle görme yeteneğini artırır.
- Bağışıklık sistemini güçlendirerek nezle grip gibi soğuk algınlığı hastalıklarına iyi gelir.
- Mide ağrılarına iyi gelir.
- Doku ve damar büzücü özelliği nedeniyle kanı dindirici etkileri vardır.
Mersin Yaprağı
Mersin yaprağı, oldukça hoş bir kokusu olan mersin yaprağın içerisinde A vitamini, şeker, tanen bulundurur. Başta Akdeniz olmak üzere Karadeniz ve Ege kıyılarında da kendiliğinden yetişen 1 ile 3 metre boylarında beyaz renkli çiçekler açan ve yapraklarını dökmeyen mersin bitkisinin yaprakları oval şeklinde kısa saplı ve yeşil renktedir. Derimsi bir yapısı olan mersin yaprağının üzerinde salgı bezleri bulunur ve oldukça hoş kokuludur.
Mersin yaprağını nelerde kullanılır?
Mersin yaprağı saç boyası yapımında da kullanılır. Ağacın meyvesi ise çok tatlı ve hoş kokulu olması nedeniyle pazarlarda satılır ve yenir. Gün geçtikçe azalan böyle devam ederse kısa bir zaman sonra neslinin tükenme tehlikesi olan mersin ağacının yaprağının içerisinde sinaol, terpel, pinen, mirtol ve reçine gibi maddeler vardır.
Latince adı ‘Myrtus communis’ olan Mersin bitkisi, fundagiller familyasındandır. Anavatanı Kuzey yarım küredir. Dünyanın serin ve dağlık bölgelerinde yetişen birçok türü bulunur. Ülkemizde Akdeniz, Ege ve Karadeniz bölgesinin fundalık ve ormanlık alanlarında yabani olarak yetişir. Kışın yapraklarını dökmeyen çokyıllık bir bitkidir.
Bazı yörelerde Murt, Elduran, Zazak, Sakızağacı, Aşılı Mersin, Çay Üzümü isimleriyle de bilinir. Yeşilimsi kahverengi tonundaki yaprakları tersyüz ve derimsidir. Keskin, serinletici kokusuyla diğer ağaçların yapraklarından hemen ayırt edilir. Mayıs ayında göz alıcı güzellikte bembeyaz çiçekler açar. Çiçeklerin görüntüsü kadar kokusu da harikadır. Puslu mavi tonunda, ekşimtırak lezzette meyveler verir.
Mersin bitkisi meyvesiyle, yaprağıyla, çiçekleriyle çok çok eski tarihlerden beri çeşitli kültürler ve halklar tarafından kullanılmaktadır. 1100’lü yıllardan beri şifalı bitkilerle ilgili yazılan kitapların hemen hepsinde mersin bitkisine rastlamak mümkün. 16. Yüzyılda Almanya’da yaşayan şifalı bitki uzmanları yabanmersini meyvelerini karaciğer hastalıklarına, mesane taşlarına, öksürük ve akciğer hastalıklarına çare olarak tavsiye etmişlerdir. 1879 yılına ait Osmanlıca bir belgede, Rize’deki ormanlarda yetişen bu bitkinin tarımının yapılmasına ve yaygınlaşmasına teşebbüs edilmesi önerilmiştir. Bitki asıl ününü 2. Dünya savaşında kazanmış. İngiliz hava kuvvetleri pilotları, doktorların önerisiyle bol bol yabanmersini reçeli yiyerek gece uçuşlarına gitmişlerdir.
Mersin bitkisi yunan efsanelerine de konu olmuştur. Efsaneye göre ‘myrrha’ Venüs’ün dini törenlerini yöneten kadınlar içinden en çok sevdiğiymiş. Venüs, bu kadının talibi çıkmasın diye onu ‘mersin’e çevirmiş. Hazreti Adem’in Hazreti Havva’ya mersin dalı verdiği de anlatılır.
Bazı yörelerde mersin yaprakları baharat olarak kullanılır. Keskin ve ayırt edici aromasıyla hemen her tür et yemeğinde, salatalarda, çorbalarda rahatlıkla lezzetini sergileyebilir. Meyveleri hoşaf, reçel ve çeşitli tatlıların yapımında kullanılır.
Mersin yaprağı bitkisinden; mersin yaprağı çayı, mersin yaprağı yağı, mersin yaprağı ekstresi ve şurubu üretilir. Ayrıca içeriğindeki tanen ve uçucu yağların zenginliğiyle çok çeşitli ilaçların muhteviyatına girmiştir.
Halk arasında mersin yaprağı çayı içmenin iştah açmaya, tansiyonu düşürmeye, göz iltihabına, kan dolaşımını geliştirmeye, boğaz ağrısına iyi geldiğine inanılır.[1] Uygun şartlarda kurutulan mersin yaprağı, ağzı kapalı cam bir kavanozda, loş, serin ve kuru bir ortamda saklanıldığında ömrü 1 yıldır.
Henüz inceleme yok.